- Katılım
- 13 Ocak 2018
- Mesajlar
- 580
- Beğeniler
- 1
- Puanları
- 18
- Konum
- Ankara
- Web sitesi
- www.yargikararlari.net
- Daire/Kurul
- 2. HUKUK DAİRESİ
- Esas No
- 2016/16861
- Karar No
- 2018/5575
- Karar Tarihi
- 25 Nis 2018
Eşinden Habersiz Kredi Çekmek Güven Sarsıcı Davranış Olmakla Boşanma Sebebidir
(Yargıtay 2. HUKUK DAİRESİ Esas 2016/16861 Karar 2018/5575)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı erkeğin eşinden habersiz kredi çekmek suretiyle güven sarsıcı davranışta bulunduğu, mahkemece erkeğe yüklenen hakaret ve aşağılama eylemlerine yönelik tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğu, yine mahkemece erkeğe yüklenen diğer kusurlu davranışların ise evlilik birliğinin devam etmiş olması nedeniyle affedildiği veya en azından hoş görüldüğü, bu nedenle bu eylemlerin erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak bu hale göre de erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olmasının yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması da gerekir (TMK m. 174/2).Somut olayda, yukarıdaki bentte belirtildiği üzere, davalı erkeğin eşinden habersiz kredi çekmek suretiyle güven sarsıcı davranışta bulunduğu, mahkemece erkeğe yüklenen hakaret ve aşağılama eylemlerine yönelik tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğu, yine mahkemece erkeğe yüklenen diğer kusurlu davranışların ise evlilik birliğinin devam etmiş olması nedeniyle affedildiği veya en azından hoş görüldüğü, bu nedenle bu eylemlerin erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmış olup; davalı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir kusuru ispatlanamamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında. Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi şartlarının kadın lehine gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Bu husus nazara alınmadan, kadının manevi tazminat isteğinin reddi yerine yetersiz gerekçe ile davacı kadın yararına manevi tazminat hükmedilmesi doğru bulunmamıştır.
3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25.04.2018
(Yargıtay 2. HUKUK DAİRESİ Esas 2016/16861 Karar 2018/5575)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı erkeğin eşinden habersiz kredi çekmek suretiyle güven sarsıcı davranışta bulunduğu, mahkemece erkeğe yüklenen hakaret ve aşağılama eylemlerine yönelik tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğu, yine mahkemece erkeğe yüklenen diğer kusurlu davranışların ise evlilik birliğinin devam etmiş olması nedeniyle affedildiği veya en azından hoş görüldüğü, bu nedenle bu eylemlerin erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak bu hale göre de erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olmasının yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması da gerekir (TMK m. 174/2).Somut olayda, yukarıdaki bentte belirtildiği üzere, davalı erkeğin eşinden habersiz kredi çekmek suretiyle güven sarsıcı davranışta bulunduğu, mahkemece erkeğe yüklenen hakaret ve aşağılama eylemlerine yönelik tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğu, yine mahkemece erkeğe yüklenen diğer kusurlu davranışların ise evlilik birliğinin devam etmiş olması nedeniyle affedildiği veya en azından hoş görüldüğü, bu nedenle bu eylemlerin erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmış olup; davalı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir kusuru ispatlanamamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında. Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi şartlarının kadın lehine gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Bu husus nazara alınmadan, kadının manevi tazminat isteğinin reddi yerine yetersiz gerekçe ile davacı kadın yararına manevi tazminat hükmedilmesi doğru bulunmamıştır.
3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25.04.2018
Benzer Konular
- Hak Düşürücü Süre Geçtikten Sonra Açılan Gabine Dayalı Tapu İptali ve Tescil Davası Kamu Düzeni İle İlgili
- Kredi Kartından Kaynaklı Banka Alacağının İcra Takibi İle Tahsilinde 5464 s. Kanunun 26. Maddesindeki Düzenlem
- 2002’den Tapuda Ferdileşme İşleminin Yapıldığı Tarihe Kadar Kooperatife Ödeme Yapılıp Yapılmadığına Dair
- Mahkemece, Kamyon Şoförünün Kalp Krizi Geçirerek Vefatının İş Kazası Olup Olmadığı Açıklığa Kavuşturulduktan
- Kalp Krizi Nedeniyle İşçinin Vefatı Sebebine Dayalı Eş ve Çocuklarının Maddi ve Manevi Zararlarının Giderilmes