- Katılım
- 13 Ocak 2018
- Mesajlar
- 589
- Beğeniler
- 1
- Puanları
- 18
- Konum
- Ankara
- Web sitesi
- www.yargikararlari.net
- Daire/Kurul
- 1. Ceza Dairesi
- Esas No
- 2017/72
- Karar No
- 2017/604
- Karar Tarihi
- 28 Şub 2017
Ölü Muayene ve Otopsi Sonucu Kesin Ölüm Nedeni Tespit Edilemeyen ve Ölümün Travma Sonrası Gelişen İnhibisyon Sonucu Ani Bir Ölüm Olduğunun Belirtilmesi Karşısında Mahkemece Maktuldeki Yaralanmaların Yaşamsal Tehlike Oluşturup Oluşturmadığı Gibi Hususlarda Rapor Alınarak Değerlendirme Yapılması Gerektiği
(YARGITAY 1. Ceza Dairesi ESAS 2017/72 KARAR 2017/604)
Sanık H... müdafiinin yasal süresindeki temyiz isteminden sonra, sanığın cezaevinden gönderdiği 25/10/2016 tarihli dilekçesi ile verilen kararın onaylanmasını istediği anlaşılmakla Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05.02.2008 gün ve 2008/1-9-15 sayılı kararı uyarınca, cezanın onaylanması isteği, temyiz isteminden vazgeçme niteliği taşıdığından, sanık müdafiinin temyiz talebinin feragat nedeni ile CMUK'nun 317 maddesi gereğince REDDİYLE, katılan ASPB... vekili ile katılan G... vekilinin temyiz talebi ile sınırlı olarak yapılan incelemede,
Alaşehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan 27/07/2013 tarihli ölü muayene ve otopsi işlemi sonucunda kesin ölüm nedeninin tespit edilemediği, klasik otopsi yapılması gerektiğinin belirtildiği, Adli Tıp Morg İhtisas Dairesinin 25/09/2013 tarhli raporunda dış muayenede tespit edilen lezyonların ölüm üzerinde etkisinin olmadığı, kesin ölüm nedeninin Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulundan sorulmasının uygun olacağının tespit edildiği, Adli Tıp 1. İhtisas Kurulunun 20/11/2013 tarihli raporunda otopside tanımlanan travmatik lezyonların ölüm meydana getirecek ağırlıkta olmaması, iç organlarda ölüme neden olacak patoloji tespit edimemesi, ölümün travma sonrası gelişen ani bir ölüm olduğu hususları da birlikte değerlendirildiğinde, ölümün inhibisyon sonucu meydana geldiğinin tespit edildiği anlaşılmakla,
Maktule ait tüm tedavi belgelerinin mahkeme dosyası ile birlikte Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesine gönderilerek, maktuldeki yaralanmaların yaşamsal tehlike oluşturup oluşturmadığı, basit tibbi müdahale ile giderilip giderilemeyeceği, eylem ve ölüm sonucu arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı hususlarında rapor alınarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan G...'ün ve katılan ASPB... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 28/02/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.
(YARGITAY 1. Ceza Dairesi ESAS 2017/72 KARAR 2017/604)
Sanık H... müdafiinin yasal süresindeki temyiz isteminden sonra, sanığın cezaevinden gönderdiği 25/10/2016 tarihli dilekçesi ile verilen kararın onaylanmasını istediği anlaşılmakla Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05.02.2008 gün ve 2008/1-9-15 sayılı kararı uyarınca, cezanın onaylanması isteği, temyiz isteminden vazgeçme niteliği taşıdığından, sanık müdafiinin temyiz talebinin feragat nedeni ile CMUK'nun 317 maddesi gereğince REDDİYLE, katılan ASPB... vekili ile katılan G... vekilinin temyiz talebi ile sınırlı olarak yapılan incelemede,
Alaşehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan 27/07/2013 tarihli ölü muayene ve otopsi işlemi sonucunda kesin ölüm nedeninin tespit edilemediği, klasik otopsi yapılması gerektiğinin belirtildiği, Adli Tıp Morg İhtisas Dairesinin 25/09/2013 tarhli raporunda dış muayenede tespit edilen lezyonların ölüm üzerinde etkisinin olmadığı, kesin ölüm nedeninin Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulundan sorulmasının uygun olacağının tespit edildiği, Adli Tıp 1. İhtisas Kurulunun 20/11/2013 tarihli raporunda otopside tanımlanan travmatik lezyonların ölüm meydana getirecek ağırlıkta olmaması, iç organlarda ölüme neden olacak patoloji tespit edimemesi, ölümün travma sonrası gelişen ani bir ölüm olduğu hususları da birlikte değerlendirildiğinde, ölümün inhibisyon sonucu meydana geldiğinin tespit edildiği anlaşılmakla,
Maktule ait tüm tedavi belgelerinin mahkeme dosyası ile birlikte Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesine gönderilerek, maktuldeki yaralanmaların yaşamsal tehlike oluşturup oluşturmadığı, basit tibbi müdahale ile giderilip giderilemeyeceği, eylem ve ölüm sonucu arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı hususlarında rapor alınarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan G...'ün ve katılan ASPB... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 28/02/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.

Benzer Konular
- Sanık Hakkında Verilen HAGB Kararına İtiraz Üzerine Merci Tarafından Somut Olayda HAGB Koşullarının Bulunup
- Daha Önce Hapis Cezasına Mahkum Edilmemiş Sanık Hakkında Tayin Edilen 25 Gün Hapis Cezasının Seçenek
- Kayın Validesi ile Birlikte Giderek Onu Annesi Olarak Tanıtıp, Annesinin Banka Cüzdanıyla Çektikleri Ölüm
- Aynı Siyasi Partiye Mensup Sanıkların, Katılanların TC Kimlik Numarasını Ele Geçirip Yargılandıkları Dava
- Suça Konu Eylemleri Gerçekleştiren Kişinin Sanık Olup Olmadığına İlişkin Olarak Katılana Teşhis Yaptırılmadan